5 Eylül 2016 Pazartesi

Tevessül şirk midir?



         Tevessül vesile edinmek demektir. Bizim kast ettiğimiz manası ise, hayırlı bir muradın Allah indinde makamı olduğu umulan bir kimseyi aracı kılarak Allah'tan istenmesidir. Bu husus modernistler ve vahhabilerin üzerinde durup ümmeti çokça tekfire vesile kıldıkları bir meseledir.

         Tevessülün şirk olduğunu iddia edenler, ve yahut şirk olmasada haram ve bidat olduğunu söeiyenler bunun tevhidi bozduğunu söylüyorlar, ve bazı deliller ileri sürüyorlar. Yalnız sana kulluk eder, yanlız senden yardım dileriz[Fatiha,5]; İyi bilin ki, halis din yalnız Allah’ındır. O’nu bırakıp da başka dostlar edinenler, “Biz onlara sadece, bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz” diyorlar. [Zumer,3] ayetlerini delil getiriyorlar. Bu delil olarak getirilmesi hatadır. Çünkü Fatiha'da ki yalnız senden yardım isteriz ibaresi, genellik ifade etmez. Eğer hiçbir istisnası yok kabul edersek, doktora gitmek bile caiz olmazdı. Demek ki bu ayetin sınırının nereye kadar vardığı başka delillerle açıklanmalıdır.  İkinci ayette bahis mevzu edilen Mekke'li Müşriklerdir, ve onların, bu putlara ibadet ediyoruz demeleri sebebi ile şirk vuku bulmuştur. Bir kimse ben bu zata ibadet ediyorum, tapıyorum demedikçe, veya ona dua ediyorum, onun için kurban(sevabı onun için manasına değil, direk ona kurban kesmek) kestim demedikçe bu ayetin hükmüne girmez.

        Âmâ bir adam Peygamber (s.a.v.)'e gelerek "bana sıhhat ve afiyet vermesi için Allah'a dua et" dedi. Rasulullah (s.a.v.) : "İstersen senin için dua ederim, dilersen sabredersin. Bu senin için daha hayırlıdır" buyurunca, adam: Dua et dedi.Peygamber (s.a.v.) 'de güzelce abdest almasını ve şu şekilde dua etmesini emretti:"Allahım senden istiyorum ve rahmet peygamberi olan peygamberin Muhammed ile Sana yöneliyorum.Ey muhammed, ben şu ihtiyacımı gidermesi için seninle Rabbime yöneldim. Allahım, O'nu benim için şefaatçi kıl"(صحيح sahih hadis)Ahmed (4/138) Tirmizi : No 3578) Nesai es Sunenu'l Kubra (No 10419 10420) İbn Mace (No 1385) İbn Huzeyme-es Sahıhun (No 1219) Taberani el,Mu'cemu'l-kebir (9/No 8311-rivayetin merfu olan son bölümü)el-Mucemu,s-sağır, (er Ravdu-d Dani No :508 rivayetin merfu olan son bölümü)     
        Demek ki, Allahın salih kullarını vesile kılarak Allah'tan istemek peygamberin emri ile sünnet olmuştur. Bu hususta iki akla yakın itiraz vardır. Birisi tevessülün peygamber has, ve peygamberin hayatta olması ile sınırlı olmasıdır. Bu iddia mesnedsiz bir iddiadır, çünkü peygamber de bir kuldur, ona has olan şeyler delille ile sabit olur. İkinci itraz ise sahabenin bu işi uygulamadığı iddiasıdır. Bu iddia ise başka bazı ehadis ile ibtal olur. Beyhaki ve ibni ebi Şeybe (Rahimullah) Rivayetine göre Ashaptan Haris oğlu Bilal (Radıyallahu anh) Rasullullah (Sallahu Aleyhi ve sellem) ' in kabri başına vararak : '' Ya Rasullellah! Ümmetin için Allah' tan yağmur yağdırmasını iste , onlar helak olmak üzereler '' dedi. Rasullullah (Sallahu Aleyhi ve sellem) Rüyasında yanına gelerek yağmur yağacağını haber verdi (ibni Ebi Şeybe , no : 31993 , 6/359 ). “Allahım, bizler sana peygamberimiz ile tevessül ediyor, sen de bizlere yağmur indiriyordun. Şimdi ise biz sana peygamberimizin amcası ile tevessül ediyoruz, bize yağmur ver.” Bu hadiste Hz. Ömer Hz Abbastan daha faziletli ve üstün olduğu halde Hz Ömer Hz Abbas ile tevessül etmesi aslında tevessül edilenin peygamberin Allah indindeki makamı olduğuna işaret eder. Ve peygamberden gayrısı ile tevessül edilebileceği de görülür.

     İmam Sübki şöyle der: “Peygamber’ı Allah’a vesile yapmak, istiânede bulunmak, şefaatçi yapmak güzeldir. Bunu seleften ve haleften hiçbir âlim inkâr etmemiştir. Daha sonra İbn Teymiye geldi ve bunu inkâr etti ve sırat-ı müstakimden ayrıldı. Kendisinden önceki hiçbir âlimin söylemediği bir şeyi söyleyerek bidat çıkardı. Böylelikle Ehl-i İslâm arasında (bu hususta) misal oldu.” (2-Feyzül Kadir, c.2, s.135). Şu anda ise İbni Teymiyye yolundan giden necidliler bu husuta ileri gidip, ümmeti tekfir etmede, kanlarını ve mallarını helal saymada ve fitne çıkarmadadırlar.

       Burda istenen yine zatı Bari olduğuna göre burda şirk yoktur. Bazı mutavassıt vahhabilere  göre ise bu iş bidattır, haramdır, ve şirke kapı açma tehlikesi olduğundan yasaklanmalıdır. Bu sözlerin butlanı da ortadadır. Eğer ümmetin şirkinden korkuluyor ise, çare ümmete doğru tevessül nasıl yapılır onu öğretmek olmalıdır.

      Allah izin vermeden hiçbir kimseden hiçbir kimseye bir hayır veya şer ulaşmayacağını her müslüman ikrar eder. Alınan tedbir, dua, tevessül ve şefaatte Allahın kaderidir.